galata 2

Galata ve Sen Piyer

Osmanlı Döneminde

Kostantinopolis’in Osmanlı tarafından fethinden sonra şehrin latin cemaati ve onlara ait ibadet mekanları geçmişe nazaran Ceneviz kayıtlarında hala “Pera” diye adlandırılan Galata surlarının içinde yoğunlaştı. Hiç direnmeden teslim olması Galata’yı talandan ve fetih hakkıyla sağlanan hacizden kurtardı.

Dominikenler yaklaşık 1475 senesine kadar kiliseyi ve S. Paul manastırını muhafaza ettiler, o zamandan beri Osmanlı belgelerinde “Cami-i kebir” (“Büyük Camii”, yada Ana camii) ’e dönüştü (şek. 1). Akabinde bu yapı civardada ikamet eden XV ve XVII yy. 

arasında İber yarımadasından buraya gelerek yerleşen moriscos müslüman cemaatına bağlı olarak Arap Cami olarak adlandırıldı. 

Geçmişte çoğunlukla yunan, ermeni ve musevilerin ikamet ettiği Ceneviz yerleşiminde ise latin sayısı giderek azaldı ve günümüzde Karaköy diye bilinen bölgede islamlaşmaya doğru gidildi. Ama halen çok kültürlü yapısını korumaktadır. Dominikenler kutsal tapınaklarını kaybettikten sonra halen yaşamakta oldukları bölgeye taşındılar ve, şu anki kiliseden çok daha mütevazi olan Sen Piyer Kilisesini inşa ettiler. Fransiskenler (Minör Manastı yaşamı) Osmanlı Bankası yakınındaki mevcut manastır yerine 1696 senesine kadar ardarda gelen (yangınlar, yeni inşaatlar, tamiratlarla) olaylarla üslerinimuhafaza ettiler. Rahipler avrupalı elitlerin ve diplomasinin çıktığı (yada tekrar ortaya çıktığı) sur dışı mahalleye Pera’nın yüksek  kısımlarına taşındılar.

Burada S. Antuan (Fransız büyükelçisi tarafından korunan Minör Manastır yaşamı süren) ve S. Maria Draperis (Avusturya büyükelçisi tarafından korunan) kiliseleri yükseldiler.

Bu yeni durum 1725 yılında  Konstantinopolis’in üç Katolik bölgesine ayrılan anayasa tarafından güvence altına alındı. 

Sen Piyer’e sur içi Galata ve Haliç’in ötesinde tarihi yarımadanın  idaresi verildi (halen az sayıda Latinlerin yaşadıkları mekan); St. Antuan ve S. Maria Draperis ise Pera ve Boğaziçi topraklası arasında bölündüler.

Muhtemelen katolik dini bölgenin idari açıdan sahip olduğu önemli rol nedeniyle Sen Piyer halen arşivlerde korunan bir fermana istinaden 1731 yılında yeniden inşa edildi. Uzun süren düşük görünürlük ve düşüş döneminden sonra bu dönemde İstanbul latin cemaati roman katoliğe veya mihitaristliğe dönen ermenilerin katkısıyla tekrar canlanmaya başladı.

Sen Piyer yönetiminde hatırı sayılır miktarda emlak  vardır: Arşivlerde saklanan belgeler sayesinde Galata’nın mimari ve kentsel tarihine ait önemli bir kısmını tekrar ortaya çıkarmak olasıdır. 1770-71 yılları arasında büyükelçi Guignard de Sen Piyer tarafından temsil edilen fransız tüccarlar milleti girişimi üzerine inşa edilen Sen Piyer han diye bilinen yapı dikkati çekmektedir.

Tags:

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir